1905 Meşrutiyet inkılabından sonra Rusya'da
yaşayan bütün Türk boylarında olduğu gibi, Kırım Türkleri'nde de millî edebiyat
yolunda çalışmalara hız verilmiştir. Bu dönemin Kırım edebiyatının en verimli seneleri
olmasını şu sebeplere bağlayabiliriz.
İsmail Gaspıralı Bey'in
"Tercüman" gazetesi çevresinde yetiştirdiği gençler, bu dönemde artık
eserlerini yazmaya başlarlar.
Ruslar'ın, Kırım'ı işgal ettiği yıllardan
beri Türk birliğini bozmak ve Müslüman Türkleri Hıristiyanlaştırmak maksadıyla
Türk ülkelerinde öğretmen yetiştirme için açtıkları seminerler, kırk-elli
seneden beri Kırım'da devam etmekte ve öğretmen yetiştirmekteydi. Önceleri bu
faaliyet, Kırım için zararlı gibi görünse de, bu seminerlerde misyonerler
yerine milliyetçi öğretmenler yetişmiştir. Seminerlerden mezun olan gençler,
Puşkin gibi Rus şairlerini taklid ederek Kırım Türkçesi ile şiirler
yazmışlardır.
1905'ten sonra İstanbul'dan özel olarak
getirilen öğretmenlerden yetişen ve doğrudan doğruya İstanbul'da tahsil yapan
gençler de Batı Türkçesi ile eserler yazmaya başlarlar.
Rusya'da günden güne gelişen fikir
hareketleri, diğer milliyetlerde olduğu gibi Kırım Türkleri'nde de fikir hareketlerinin
gelişmesinde; okuyan, düşünen insanların artmasında etkili olmuştur.
Abdurreşit Mediyev, Osman Akçokraklı, Bekir
Emekdar, Hasan Çergeyev, Ali Bodaninski, Hasan Sabri Ayvazov; İsmail Lemanov,
Hüseyin Şamil Toktargazi, Osman Zaatov, Habibullah Kerim, Hüseyin Baliç, Gaffar
Şerfeddin, Mehmet Nüzhet, Seyyid Mahmut Rifatov, Seyyid Abdulah Özenbaşlı,
Habibullah Odabaşı, Mehmet Niyazi, Mithat Rifatov gibi pek çok aydın, halkı
cahillikten kurtarmak ve onun medenî seviyesini yükseltmek için çalışmışlardır.
"Tercüman" gazetesinin ölçülü
tutumunu beğenmeyen, pasif bulan Reşit Mediyev, Hasan Sabri Ayvazov ve Ablamit
Şeyh - zade gibi gençler, 1906 yılının 1 Mayıs günü Karasupazar'da "Vatan
Hadimi" adındaki, daha atılgan, daha ileri görüşlü ve inkılapçı gazeteyi
çıkarmışlardır. Reşit Mediyev, haftada dört kere çıkan "Vatan
Hadimi"nin birinci sayısında köylüler için toprak ister ve Çar
Hükümeti'nin zulmüne ve Kırım'da toprak işlerindeki adaletsizliklere karşı
çıkar. Hüseyin Şamil Toktargazi'nin "Hale-i Kırım" adı altında
birleştirilen şiirleri bu gazetede bastırılır ve şair halka tanıtılır; fakat,
gazetede "Baylar ve Fukareler", "Toprak ve Uriyet" gibi
makalelerin basılması ve Mediyev'in atak inkılapçı bir yapıya sahip olması
gazetenin yedi ay içinde kapatılmasına sebep olur. Bir ay sonra gazete yeniden
çıkmaya başladıysa da 1908 baharında tamamen kapatılmıştır.
Or şehrinde doğan Reşit
Mediyev (1880-1912) bir taraftan "Vatan Hadimi" gazetesini
kurarak inkılapçı fikirleriyle Kırım halkını uyandırırken, diğer taraftan da
Kırım Türkleri'nin menfaatlerini II. Devlet Duması'nda kuvvetli ve inandırıcı
fikirleriyle savunmuştur. Rus gazetelerinde de makaleler yazan Reşit Bey, ne
yazık ki 32 yaşında veremden ölmüştür.
Millî yayınlar ve edebiyatın gelişmesi
sonucu, Gaspıralı'nın kızı Şefika Sultan'ın yayın müdürlüğünü yaptığı
"Alem-i Nisvan" adlı kadın gazetesi, Gaspıralı'nın girişimleriyle
"Ha! Ha! " ve "Millet"
adlı sosyal gazeteler; çocuklar için "Alem-i Sübyan" gazetesi
çıkarılmıştır.
Zamanın ileriyi gören bilgin, düşünür ve yazarları "Tercüman"
"Vatan Hadimi" ve "Uçkun" gazetelerinin çevresinde
toplanarak halkı uyandırmak için makaleler yazmışlardır. Genel olarak millî
eğitim, toplum işleri, düşünmeyi geliştirme, ahlâk ve namus meselelerini ele
alıp çalışmalar yapan bu yazarlar, edebiyatın ilerlemesine ve gelişmesine
yardımcı olurken, halka ekonomik ve sosyal meselelerde yol göstericilik
yapmışlardır.
1905 inkılâbının başından itibaren Kırım'da canlanan edebî gelişmede üç
edebî dil akımı görülür.
Rusların açtıkları misyoner okullarında (Tatarskaya Şkola) yetişen Reşit
Mediyev, şair İlyas Mirza Boraganski; tarihçi, edebiyatçı, etnograf Osman
Akçokraklı şair Hüseyin Şamil Toktargazi, Hasan Çergeyev; etnograf bilgin
Hüseyin Bodaniski, bolşevik Ali Bodaniski; aktif gazeteci, tercüman, inkılâpçı
Mithat Rifatov; gazeteci sosyolog Mahmut Nedim, filolog İsmail Lemanov;
edebiyatçı, tercüman Osman Zaatov, tanınmış aydınlardan Halil Çapçakçı;
gazeteci Menseyit Cemilev Rus şairlerini taklit ederek Kırım Türkçesi ile
eserler yazmışlardır.
İstanbul'da okuyan ve Türkiye'den gelen hocalarda yetişen Cafer Seyd Ahmet Kırımer, Hasan Sabri Ayvazof ve Cemil
Germencikli gibi aydınlar Osmanlı Türkçesi ile eserlerini yazmışlardır.
"And Etkemen" şiirinin şairi Çelebi Cihan'ın önderliğini
yaptığı bir üçüncü grup ise şiirlerini Kırım Türkçesi, makalelerini Batı
Türkçesi ile yazmışlardır.
Kırım edebiyatçılarındaki bu üç dil akımı 1905'ten 1915 senesine kadar
devam etmiştir; Bundan sonra l. Dünya Savaşı'nın başlamasıyla Türkiye ile
münasebetler kesilmiş ve İstanbul'un yerini Kazan almıştır. Abdullah Tukay'ın
hayranlarının da hızla artması sonucu Batı Türkçesinin yerini tamamen Kuzey
Türkçesi almıştır.
Abdullah Latifzade, Ukrayna diliyle yazdığı "Kırım Edebiyatına Kısa
Bir Bakış" isimli makalesinde 1905 inkılabıyla Kırım'da Şamil
Toktargazi'nin Cenup şivesi ve Hasan Çergeyev'in Şimal şivesi ile ortaya
çıkmasıyla başlayıp 1917 senesine kadar süren Kırım edebiyatına "Yeni
Devir Edebiyatı" adını verir.
Şamil Toktargazi (1881-1913), Kırım'ın Gökköz köyünde doğmuş, kendi gayretiyle okuyup
kendini yetiştirmiş; yılmadan yorulmadan okuması sayesinde Türk ve Rus klasik
edebiyatını öğrenmiş; realist fikirleriyle eserler meydana getirmiş bir
şairdir.
Onun "Ne Kerek?" (1906), "Çocuk Git Mektebe" (1909),
"Küneş" (1909) "O Nedir?" , (1909), "Aşımalıyız"
(1910) gibi şiirleriyle "Ey Refikler", "Mektepliyiz",
"Ey Arkadaşlar" gibi marşları gençleri bilgi ve ilme yöneltmiştir.
Şairin şiirleri sağlığında Azeri ve Başkurt Türkçelerine çevrilmiş;
" Hale-i Kırım" adlı hikayesi de Rusçaya tercüme edilmiştir.
Toktargazi'nin "Mollalar Proyikti" adlı bir tiyatro eseri ile
"Saadet Adası" adlı bir romanı da vardır.
Hasan Çergeyev
(1879-1946) Kırım'ın Or vilayetinin Açikeç köyünde doğar. İlk şiirleri,
"Kart Bagçacı" ve "Çeşme" adını taşır. "Eşit Mevla Ne
Söyliyur" hikayesi 1905'te yazılıp ,1909'da basılmıştır. 1909'da yazılıp
1917'de basılan "Takdir" isimli hikayesi; kadın hakları ve kadınların
kendi geleceklerini kendilerinin belirlemeleri konularını işlemektedir. Ayrıca
"Ayvanlar Ne Ayta" isimli çocuk şiirleri kitabı ile "Yıl
Dönümü" isimli çocuk piyesi ve "Tilki ile Koyan" adlı
derlemeleri vardır.
İlyas Boranganski (1852-1942) Bahçesaray'da doğmuştur. 1867'de Türkiye'ye gelerek
Nergizî'den Şark hüsn-i hattını öğrenen Boranganski, matbaacılık, ressamlık
nakış sanatlarında da tecrübe sahibi olarak Kırım'a döner. Daha sonra
Petersburg'da Rus, Latin ve Arap harflerini kullanan ilk özel matbaayı kurar.
Basılan eserler arasında Kazak şairi Abay'ın ilk şiirleri de bulunmaktadır.
"Knoz igor" operasının ve N.V. Gogol'un "Evlenuv"
komedyasının Kırım Türkçesi'ne tercümesi bu matbaada basılmıştır.
1909'da N.V. Gogol'un doğumunun 100. yılı münasebetiyle
Terbiyet'e-l-etfal cemiyetinin İlyas Boraganski neşrinde " Gogol'un
Tercimeihalı" kitabını basar. Bu kitapla Başkurt ve Tatar (Kırım ve Kazan
Türkleri) okuyucuları Gogol ve sanatını tanırlar.
Ali Bodanski
(1865-1920) Akmescit'in Badana köyünde doğar. İlk bilgileri babası
Abdurrefi Bodanski'den alan Ali Bodanski, 1884'te tahsilini tamamladıktan sonra
Gaspıralı ile Tercüman'da çalışır. Bir sene sonda Or'a gidip Armansk şehrinde Tatar Halk Mektebinde öğretmenlik yapan Bodanski, Çar Hükümeti
tarafından Bahçesaray'a sürülünce yeniden Tercüman'da çalışmaya başlar,
ileriyi görebilen gazeteci, sanatçı, edebiyatçı gençlerle "Yenilik
Araştırıcıları Çemberi'ni kurar. Süleyman Bayburtlu, Bekir Murtazayev,
Mehmetşah Akçurin, Yahya Bıçakçı gibi gençlere geniş bilgisi ve ataklığı
sayesinde lider olur; fakat, Çar hükümetinin baskılarıyla çemberin çalışması
engellendiği gibi, Bahçesaray'dan sürülür. Akmescit'te Devlet Mülklerini Koruma
İdaresi'nde memuriyetini sürdürürken Kırım Türkleri atasözlerini, bilmeceleri
ve deyimleri derleyip bastırır. Rusça-Tatarca sözlük hazırlar ve Rus
edebiyatından bazı örnekleri Kırım Türkçesine tercüme eder.
1917'de kurulan geçici Müslüman icra Komitesi'ne seçilen Bodanski,
komitenin basın organı olup Rusça çıkan "Golos Tatar" gazetesinin
redaktörlüğünü yapar; fakat, komitenin liderleriyle anlaşamayan Bodanski
1918'de Kırım Bolşevik Gizli Teşkilatı'na girer. 1919 yılında Kırım bağımsızlık
hakkını alınca Bodanski, Kırım Hükümetinde bakan olur. Aynı zamanda Mustafa
Suphi ile beraber Kırım Türkçesiyle "Yeni Dünya" gazetesini çıkarır.
Kırım Beyaz Ruslar'ın eline geçince Odessa'ya giden Bodanski 1920'de Kızılordu'ya
girerek Kırım'a döner ve Beyaz Ruslarla savaşırken ölür.
Abdurrefi Bodanski'nin ikinci oğlu Hüseyin Bodanski, İtalya'nın Pim
şehrinde Güzel Sanatlar Akademisi'nde resim ve mimarlık eğitimi yaptı.
"Ha! Ha! ", "Balalar Dünyası" ve "Tercüman"da
devamlı yazıları çıkmış, 1914-16 yıllarında da kıymetli makaleleri
yayımlamıştır. Bahçesaray'da Hansaray müzesini kurduktan sonra 1930'da Akmescit'te Kırım arkeolojisine ye
etnografyasına ait eserleri yayımlanmıştır. "İleri",
"Noviy" ve "Vostok" dergilerinde pek çok ilmî makaleleri
çıkmıştır.
İsmail Lemanov
(1871-1942), o devrin Hasan Nuri, İsmail Gaspıralı, Osman Akçokraklı, İlyas
Boraganski gibi millî aydınlarının en ileri fikirlilerinden biridir.Yabancı
ülkelerde bilhassa Arap ülkelerinde çok uzun zaman kaldığı için Arap dil ve
edebiyatını çok iyi bilir. Memleketine döndükten sonra yeni metodlarla öğrenim
yapan okullarda ders anlatan Lemanov, "Tercüman"ın"
redaktörlüğünü de yapmıştır. 1898'de "Tercüman'da bütün Türk şivelerini
anlatan "Yeni Devir Tatar Edebiyatı" isimli makalesini yazar. 1905'te
Petersburg'a giden Lemanov, Devlet Duması'nda Müslüman Birliği'nin sekreteri
olur. 1910-12 yıllarında "Millet" gazetesinin redaktörlüğünü yapar.
Bahçesaray'ın Akçokrak köyünde doğan Osman Akçoraklı (1879 - 1938);
tercüman, etnograf, folklorcu, edebiyatçı ve tarihçidir. 1899'da Puşkin'in
"Bahçesaray Çeşmesi" ve "Tılsım" isimli
eserlerini tercüme eder. Tahsilini İstanbul'da yaptıktan sonra Petersburg'a
döner. 1906 yılında "Tercüman" gazetesinde redaktör olarak çalışır.
Sovyetler Birliği'nde Türk illerini, Türkiye'yi, Bulgaristan'ı, Yunanistan'ı,
İtalya'yı, Suriye'yi Kırım ve Almanya'yı görüp buralarda tahsil yaparken Rus,
Arap, Fars; Alman ve Fransız dillerini öğrenir. Kırım'da medresede ve Kırım
Tatar Dili ve Edebiyatı Fakültesi'nde ders anlatır. Tercüman gazetesinde
etnografya, arkeoloji ve destanlarla ilgili makaleler yazar.
1910'da "Nenkecan Hanım Türbesi" ni seyrettikten sonra bu oyundan
aldığı derin tesirle "Hikayet Nenkecan Hanım Türbesi" adlı tarihî
eserini yazar.
1905'te Reşit Mediyevle "Vatan Hadimi" gazetesinde de çalışan
Akçokraklı'nın 20 ve 30'lu senelerde pek çok tercümeleri ve değişik sahalarda
yüzden fazla edebî, ilmî makalesi ve bir çok bediî eserleri vardır.
Tercüman gazetesinde uzun zaman redaktörlük yapan tercüman ve gazeteci
Hasan Sabri Ayvazov'un gazetenin halk arasında tutulmasında çok hizmeti
olmuştur. Pek çok eseri Kırım Türkçesi'ne tercüme eden Hasan Sabri Ayvazov'un
çeviri ustalığı Akçokraklı ayarındadır.
Mehmet Nüzhet (1888 -
1933) Aydargazi köyünde doğmuştur. Daha çocukluğunda çıncıların, kedayların
çınlarını, manilerini; halkın destanlarını, masallarını ve atasözlerini
dinleyerek büyüyen Mehmet Nüzhet halk yırlarının tekrarlanmaz ezgilerini içine
sindirip çeşitli millî adet ve ananeleri görerek yaşar. Çocukluğunda farkına
varmadan topladığı, unutmayıp zihninde sakladığı bu malzemeleri kendi
yaratıcılık ve sanat gücünü katarak işler.
Mehmet Nüzhet, şiirlerinde toplumun menfî adetlerini, dinî hurafeleri,
feodalizm kalıntılarını tenkid edip, insanların olumsuz yönlerini, içkiye olan
düşkünlüklerini, aç gözlülük ve bencilliklerini komik bir şekilde
eleştirmiştir.
Şairin "Nogay'ın Adağı", "Uzun Kulak Aziz", "Ava
Sertiygen", "Menden de Geçen Hayır", "Sokur Közden
Saadet", "Türkülü Namaz", "Çoban ve Eçki", "Nogaynen
Molla", "Tek Mağa Korünme" gibi eserleri "Lenin
Bayrağı", "Edebiyat Hrestomatiyası" ve Eşref Şemizade'nin
"Ömür ve Yaratıcılık" adlı kitaplarında yayımlanmıştır.
Mehmet Nüzhet'in "Selim Sohta", "Bahtsız Koranta" adlı
hikayeleri Kırım edebiyatında tenkidî realizm metoduyla yazılan ilk
eserlerdendir.
Ekim inkılabını heyecanla karşılayıp yaşayan M. Nüzhet'in 1920'lerde
şekillenen Kırım edebiyatının da gelişmesinde çok yardımları olmuştur. Kırım'da
Sovyet hakimiyetinin yerleşip tutunduğu yıllardan itibaren eski örf ve
adetleri, zenginlerin ve din adamlarının iç yüzlerini hicveden şiirlerle, günün
aktüel meselelerinin propaganda yazılarını da yazar. "Hıdırellez
Türküsü", "Köylülere", "Teşvikat Yırı" gibi eserleri,
halka idareyi toz pembe göstermeyi amaçlayan; halka şevk, heyecan ve iyimser bir
dünya görüşü aşılamayı gaye edinen manzumelerdir. Lenin'in ölümü münasebetiyle
yazdığı "Unutmamız" şiiriyle, Kolhoz Başkanlığına seçilen Kırımlı
kadın için yazdığı "Feride Apte" adlı eseri de çok tanınmıştır.
Abdullah Latifzade,
(1890 - 1938) de 1905 inkılabından sonra adını duyuran kuvvetli bir şair,
coşkun bir gazeteci, iyi bir tercüman ve teşkilatçı bir yapıya sahiptir. Şiirin
her türünde şiiriyetin bütün özelliklerini mükemmel bir şekilde kullanan şair,
düşünce ve hislerini, coşturucu duygularını çok usta bir şekilde ifade etmiştir.
Gözleve'de doğan Latifzade okuldan kovulduğu ve hiç bir okula
kaydedilmediği için kendi gayretiyle Arap, Rus, Fransız ve Latin dillerini
öğrenir. Daha sonra okumak için Türkiye'ye giden şair, babasının ölümü üzerine
tahsilini tamamlamadan Kırım'a döner. Gözleve ve Akmescit'te öğretmenlik yapan
şairin şiir "Tercüman" ve "Vatan Hadimi" gazetelerinde
yayımlanmıştır.
Seyyid Abdullah Özenbaşlı, (1867 -1924) Akmescit'te kurulan
"Yenilik Araştırıcı Gençler Çemberi"nin en faal üyelerindendir. Şair,
haksızlığa, adaletsizliğe, dine hurafe karıştırılmasına ve cahil mollalara
karşıdır. Şiirlerinin çoğu Tercüman'da basılmıştır. 1900 yılında Türkiye'ye
göçleri engellemek için şiirler yazmıştır. Şairin yaratıcılığı en açık şekilde
"Olacağa Çare Olmaz" piyesinde ortaya çıkmıştır. Eser ilk defa
sahneye konulduğu zaman, baş kadın rolünü, şairin kendisi oynamıştır.
Yakup Şakir Ali (1890 -1930) Bahçesaray'da doğmuştur.
Gaspıralı'nın basımevinde işçi olarak çalışırken; Tercüman, Vatan Hadimi gibi
gazetelerle diğer yayımları okuyarak kendini yetiştirmiştir. Daha sonra kendi
de şiirler yazmaya başlar ve şiirleri Tercüman'da basılır. Şiirlerinde
işçilerin meselelerini işlemekle beraber; eğitime ve kültüre de ağırlık vermiştir.
Eserleri "Yanı Dünya", "Yaş Kuvet" gazeteleriyle "Yanı
Çolpan" ve Okuv işleri" dergilerinde basılmıştır.
Maqale http://www.vatankirim.net sitesinde
basıldı
|