"Elyazma kitapları" İlmiy Araştırma Merkezi
Главная | Каталог статей | Регистрация | Вход
 
Пятница, 24/05/17, 11:48
Приветствую Вас Гость | RSS
Navigatsiya
Kategoriyalar
Antroponimika [1]
Edebiyatşınaslıq [21]
Folklor [13]
Sahnacılıq [4]
Tarih [11]
Tenqid [4]
Tilşınaslıq [19]
Kitaphanecilik [0]
Matbuat [32]
Maarifçilik [2]
Medeniyet [6]
Mimarcılıq [1]
Müzeşınaslıq [1]
Soyadlar bazası
"Tamırlarıñnı ögren"
Aqmescit Devlet Arşivinde
Soyadıñnı tap!
Statistics
Продвижение неизбежно Апдейты поисковых систем
Онлайн всего: 1
Гостей: 1
Пользователей: 0
Главная » Статьи » Matbuat

Z. YÜKSEL: Kırım tatar millî hareketi ve Hasan Sabri Ayvazov


Kırım Hanlığının 1783 yılında Çarlık Rusyası tarafından işgal edilmesiyle Kırım Türklerinin bütün içtimaî ve kültürel müesseseleri yıkılmış; üstelik Kırım Türklerinin büyük bir çoğunluğu bir buçuk asır boyunca süren mecburî bir göç ile vatanlarını boşaltmışlardır.

Bu dönemde Kırım’da Türk kimliğini tamamen silmek ve Kırım Türklerini Ruslaştırmak maksadıyla İslâm dini için İdare-i Ruhaniyenin kurulmuş, Rus okulları ve Akmescit’te Rus-Tatar öğretmen okulu açılmış, Kırım’ın ve şehirlerinin isimlerinin değiştirilmiş, vakıf toprakları işgal edilmiş, Rusya’ya bağlı halkı ezen Tatar ve Rus toprak sahipleri meydana getirilmiş, köylülerin toprakları ellerinden alınmış ve topraksız bırakılmış..... Böyle sosyal yapıyı alt üst edecek uygulamaların ardı arkası kesilmemiş ve Kırım Türklerinin çoğu vatanından göçmek zorunda kalmıştır. Bu durum Kırım Tatarlarının içtimaî, siyasî, iktisadî ve kültürel müesseseleri yok edilip darmadağınık bir millet haline gelmelerinin yanında geride kalanların her an göçecekmiş hissine kapılmalarına ve iktisadî kurumların da tamamen ellerinden çıkmasına sebep olmuştur.

Elbette bu durum kültürel hayatı da etkilemiş ve 100 yıl süren bu karanlık devirde Kırım Türk Edebiyatı da tam bir durgunluk dönemine girmiştir. Bu yıllarda Akmescit gimnaziyasında Kırım Tatar dili hocası ve Kırım Tatar bölümünün müdürlüğünü yapan Abdurrahman Çelebi Kırım Havace’nin yazdığı 151 sayfadan meydana gelen "Tatarsko-russkie razgavorı, s prisovokupleniyem k nim poslovits, basen, obraztsev (!) dlâ skloneniy i sprajeniy tatarskih slov" isimli Tatarca-Rusça konuşma kitabının 1. Baskısı 1850 yılında, 2. baskısı 1853 yılında Kazan’da neşredildi. Abdurrefi Bodaninskiy (1810-1874). 1843 senesinden başlap Novorossiysk, Nogaysk, Aqmescit ve Bagçasaray oquvyurtlarında qrımtatar ve rus tili ocası olıp çalıştı. 1873 senesi Odessada onıñ "Russkotatarskiy bukvar dlâ çteniya v pervonaçalnıh narodnıh şkolah Tavriçeskoy gubernii" isimli Rus-Tatar alfabesi basıldı. Acimi 64 saife. üzere iki veya üç eser basılmıştı ki, konuşma kitabı ve alfabe her ne qadar matbu eser olsa da her halde halq kütleleriniñ terbiye ve teşkilâtı meselesinden uzaq bulunurlar.

Bu konuda Kırım Türklerinin ilk neşriyatı tabiî ki 33 yıllık İsmail Gaspıralı’nın "Tercüman” gazetesidir. Tercüman gazetesi sadece Kırım Türklerinin değil bütün Müslüman-Türk dünyasının meselelerini ele alan ve birlik için çalışan bir gazetedir. Ancak 1905 yılına kadar siyasete girmemiş, temkinli bir tutum takip etmiştir. 1905 yılına kadar her hareketi Rusların kendi meselesi olarak gören ve sonuçta mutlaka kendilerinin sıkıntıya düşeceğini düşünen Kırım Tatarlarının büyük bir çoğunluğu, siyasetle ilgilenmemişlerdir. İsmail Gaspıralı ve talebeleri olan Hasan Sabri Ayvazov, Mahmut Refat, Osman Akçokraklı, İsmail Lömanov, halkı aydınlatmaya ve Usûl-i Cedid hareketini yaymaya çalışmışlarsa da, 1905’e doğru Kırım Tatarları arasında Usûl-i Cedid ve Rus-Tatar okullarında yetişen gençlerden toplum, edebiyat ve maarif meseleleriyle diğer entelektüel konularda faal olan bir grup teşekkül etmişti.

Hasan Sabri Ayvazov, 1878 yılında Kırım’da millî ve edebî canlanmanın biraz da olsa yaşanmaya başladığı bu dönem içinde Alupka’da doğar. 1923 tarihli Yeni Dünya gazetesinin 14 Temmuz tarihli nüshasındaki "25 Yıllık Yubiley” başlığı taşıyan yazıda, ilk öğrenimini Alupka’daki mektep ve medresede yaptığı, zamanın şartlarından dolayı öğrenimine devam edemediği, ancak 1902-1903 yıllarında İstanbul’da Necatizâde Abkerimbek gibi tanınmış edip ve tarihçilerden ders aldığı belirtilmekte ise de Hasan Sabri Ayvazov’un İstanbul’da öğrenim yaptığına dair her hangi bir belge yoktur. Daha 19 yaşında iken Alupka ve etrafındaki okullarda öğretmenlik yapar. Bu dönemde yazdığı ilk makaleler "Muvazene” ve "Türk” gazetelerinde yayımlanır.

1905’te inkılâp fırtınaları eserken genellikle Akmescitteki Tatar öğretmen okulundan mezun olan gençlerin Kırım Türklerine ait bir millîinkılâpçı hareket oluşturmak maksadıyla meydana getirdikleri gruba "Genç Tatarlar” (Kırım Türkçesiyle "Yaş Tatarlar”)” adı verilir. Zaman zaman Rus inkılâpçı gruplarıyla beraber çalışmış olmakla birlikte, Genç Tatar hareketi sosyalist fikirleri pek benimsemez. Genç Tatarlar 1905 yılının Aralık ayında yapılan Bütün-Kırım Müslümanları toplantılarında halkın karşısında fikirlerini ortaya koyarlar. Oldukça keskin bir inkılapçı uslûpla yapılan konuşmalar halkı ürküttüyse de, Hasan Sabri Ayvazov ve Reşit Mediyev gibi lider durumunda bulunan isimlerin meseleleri daha millî perspektif içinde tutarak ele almaları; Hasan Sabri Ayvazzov’un yaptığı konuşmada Çarlığın Kırım Tatar halkına uyguladığı siyasetin acı sonuçları ve Kırım Türklerinin inkâr edilen millî hakları üzerinde durması, mutlakiyete karşı inkılâpçı mücadele gereğini vurgulayarak hürriyet talebinde bulunması halka daha sıcak gelir. Genç Tatarlar, Kırım Tatar halkının aydınlatılması, mekteplerde Usûl-i Cedid’in desteklenmesi, bütün halk ve özellikle de kadınlar arasında tahsilin yaygınlaştırılması, şehir ve köylerdeki Kırım Tatarları arasında millî kadroların yetiştirilmesi, dinî hurûfatla mücadele ve Çarlık hükümetinin zulmüne karşı kuvvet hazırlanması gibi gayelere yönelmişti.

Mehdiyev, Bahçesaray’daki Celal Muin, Hüseyin Baliç, Seyit Celil Hattat, Hasan Sabri Ayvaz, Süleyman Badraklı, Yahya Bayburtlu, Emir Ali, Abdurrahman Hüsnü ile görüşmek maksadıyla istasyona gidince tutuklanır ve hapse atılır. 2 Kasımda ise Akmescit hapishanesinin kapıları halk tarafından zorlanarak açılır ve bütün siyasî mahkumlar serbest bırakılır. Mehdiyev artık bir inkılâp kahramanı olmuştur. 3 Mayıs 1906 tarihli Tercüman gazetesinde verilen habere göre, 1 Mayıs 1906’da Karasubazar’da "Vatan Hadimi” gazetesi çıkmaya başlar. 5 Mayıs 1906 tarihli Tercüman’da ise, Vatan Hadimi gazetesinin çıkarılmasından dolayı tebrik yazısında gazetenin müdürünün muallim Abdürreşit Mehdiyev, neşredenin de Seydahmet Çelebi olduğu; Tercüman gibi millet için çalışacağı ve dilinin oldukça sade bir Türkçe olduğu belirtilir.

Vatan Hadimi, Türk dil birliği hususundaki çizgisini daha ilk sayısında Hasan Sabri Ayvazov’un "Umum Lisan-ı Edeb Hakkında Fikrim” isimli makalesiyle ortaya koymuştur.

"Lisan meselesi mesail-i sairenin en ehem ve elzemi, ittihad

ve ittifakın yegâne sebebidir. ....Rusya’da yirmi milyonluk bir heyet-

i azîmeyi teşkil eden Müslümanların kısm-ı âzâmı, belki kâffesi

Türktür. Kanı, nesli, cinsi, ahlâkı, âdâtı birdir. Bugün tekellüm

ettiğimiz lisanın da aslı, tamırı (kökü) birdir. Maraz ve derdimiz,

ihtiyaç ve zaruretimiz birdir. Bu halde kullanacak lisan ve

şivemizinde bir olması iktiza eder. Zira lisânımız birleşmeyince

yekdiğerimizi anlamak, birbirimize melhem olmak mümkün

olmayacağı gibi, aramızda ittihad ve ittifakın da temel tutması

mümkün olmayacaktır. Milletimiz en cahil bir zamanında yirmi

sene kadar bir müddet lisân-ı edebîmiz olan Türkçeyi okuduğu ve

istifade ettiği halde, hal-i hazırda maarif-i millîyemizin az ve çok

tamim ve intişar ettiği bir zamanda neden Türkçeyi anlayamasın?!

"Tercüman” gazetesinin feryadı boş değildir. Kopardığı sayha hâlî

bir fikir de değildir. "Tercüman”ın lisan meselesindeki feryadı -

yirmi beş senelik- ettiği tecarib-i adîdenin saikasıdır. İç vilâyetlerde

dahi Türkçeyi anlayamayacak kimse bulunmadığını tasavvur

edemem.

Tercüman’ın beyan buyurduğu gibi her gazete başka bir

lisan, her ceride başka bir şive istimal edecek olur ise, iç bir zaman

aramızda merbutiyet olmaz ve Petersburg’da olan "Umumî İçtimai

Müslîmîn”de akdettiğimiz ittihad ve ittifakın da bir netice-i

hasenesi olmaz.

Gaspıralı’yı pasif olmakla suçlayan Genç Tatarlar, Gaspıralıyı umûmî Türk-Müslüman meselelerine fazla dalarak bizzat Kırım Türklerine ait meseleleri ikinci plâna attığı gerekçesiyle eleştirmektedirler. Önde gelen Genç Tatarlardan biri ve aynı zamanda Gaspıralının eski ve müstakbel çalışma arkadaşı olan Hasan Sabri Ayvazov, Vatan Hadimi’nin kapalı olduğu dönemde 1906 yılında Bakû’de yayımlanan Füyuzat isimli derginin 6. sayısında "Kırımlılar Ne İçün Tenkid Edilmiyor?” isimli yazısında Tercüman gazetesinin uzun yıllar boyunca yaptığı hizmetleri teslim etmekle birlikte, Kırım meselelerine karşı ilgisiz kalmasını tenkid etmektedir.

Esasen Gaspıralı’nın yanında çalışmaya başlamadan önce de Türkçü fikirlere sahip olan Hasan Sabri, Bakü’deki "Füyuzat” ve Mısırdaki "İçtihat” mecmualarına yazı yazması, irtibatını kesmemesi Türkçülük duygularından kaynaklanmaktaydı. Yazın fes giyerek dolaşan Hasan Sabri Ayvazov, daima İstanbul Türkçesi ile konuşmaya çalışırdı.

Türklük, Müslümanlık ile ilgili konuları ele alırken, inkılapçılık ve Kırım Türklerinin aslî meselelerine de çok geniş bir şekilde yer vermiştir. İlk sayısından itibaren toprak meselesini ele alan gazete, köylülere toprak dağıtılması, dağıtım sırasında yapılan adaletsizlikler gibi konuları işler..

Bu tür tenkid ve tartışmalara bakarak bu iki grubun arasında çok kesin çizgilerin bulunduğunu söylemek mümkün değildir. Tam tersine Tercüman ile Vatan Hadimi gazetesinin fikri yapısı ve faaliyet alanları arasında farklılıktan daha çok benzerlik bulunmaktadır ki, Gaspıralı’nın taraftarları ile Genç Tatarları her zaman ayırdetmek pek de kolay olmamaktadır. Ayrıca iki grubun içinde de yer alanların sayısı da azınsanmayacak kadar çoktur. Üstelik bu grupların Rus idaresi ve gelenekçi-muhafazakâr yapıda olan Kırım Türkleri ile olan farklılıkları çok daha fazla ve derindir. Bu bakımdan Vatan Hadimi gazetesinin kapatılmasından sonra, başta Hasan Sabri olmak üzere gazetenin yazarlarının Tercüman’da yazmaya devam etmeleri şaşırtıcı görünmemelidir. Kaderin cilvesi olarak Tercüman’ın Vatan Hadimi’nden temel ayrılıklarından biri olan ılımlı ve temkinli tutumu Tercüman’ın yayın hayatına devamına ve Vatan Hadimi’nin eski yazarlarına imkân verebilmekteydi. Tercüman’ın izinden giden Vatan Hadimi gazetesi, bütün Müslüman ve Türk dünyası ile ilgili bilgiler de verdiği için Kırım haricinde Bulgaristan, Azerbaycan ve İdil Ural bölgelerindeki Müslüman Türkler tarafından okunmaktadır.

Vatan Hadimi çıkmaya başlamasından altı ay sonra aralıklarla kapatılmaya başlar. İlk kapatılma haberini 6 Noyabr 1906 tarihli Tercüman şu cümlelerle verir.

"Muharrir efendilerin hizmet ve güzel kılımları meydanda ise de

"Vatan hadimi”nin toktaldığı işar olunur.beş altı yüz müşterişden ziyade

cemi olmadığı, bu güzel gazetenin tatiline sebep oluyor imiş. Eğer böyle

ise çok teessüf olunur. Matbuat işleri ve kitap bazaarı lazım bir ala

kelmek içün daa bir çok senelerin keçmesi lazımdır. Bu da çalışmak ile

olacaktır. Hizmetlerini kılımlarını ve akçalarını millet uğruna sarf iden

fedakârları Cenâb-ı Hakk ziyade eylesin. Bunlara cümlemiz müteşekkir

bulunmalıyız.”

Vatan Hadimi’nin 24 Kasım 1906 tarihli Tercüman’da Aralık ayının başından itibaren tekrar çıkmaya başlayacağı; 4 Aralık 1906 tarihli Tercüman da ise gazetenin haftada iki defa çıkacağı, ayda bir risalevereceği ve senelik fiyatının 4 ruble olduğu bildirilmektedir.

10 Şubat 1907 tarihli Tercüman’da Mehdiyev’in milletvekili olmasıyla ilgili bir yazıda, aşırı solcu olduğunu sandıkları Mehdiyev’in kendisinden İslam Birliği programını benimsediği ve milliyetçi olduğunu öğrenince, ona karşı sevgilerinin daha ziyadeleştiği belirtilmektedir.

20 Temmuz 1907 tarihinde neşredilen Tercümanda gazetenin başına Hasan Sabri Ayvazov’un getirildiği şu şekilde verilir. "Qarasuv’da münteşir refiğimiz Vatan Hadimi’nin mesul müdürlüğü genç muharrirlerimizden Asan Sabri Efendi Ayvazov’un uhdesine avale edilmiştir.” 1908 yazında hükûmet gazeteyi kapatır. Hasan Sabri Ayvazov 1908 Ekim ayında "Kırım Sedası” isimli bir gazete çıkarmak maksadıyla müracaat ettiyse de Türk dilini okuyabilecek bir sansürcü bulunamadığı için gazetenin çıkmasına izin verilmez.

Vatan Hadimi’nin çevresinde yetişen Bahçesaray’daki genç muallimlerden Hüseyin Baliç, Yahya Bayburtlu, Süleyman Badraklı, Emirali Kayızov, Celal Meyinov, İbrahim Meyinov, Abdurrahman Hüsnü "Uçkun” adıyla bir dizi risaleler neşrederler. 18 Eylül 1909 tarihli Tercüman gazetesinde verilen bir habere göre de, bu risaleleri basmak için bir cemiyet kurdukları bildirilmektedir.

Hasan Sabri Ayvazov’un yazıp 1907’de Bakû’de neşrettiği "Neden Bu Hale Kaldık?” piyesi o dönemde çok tanınmış bir tiyatro oyunudur. 1908 yılında Kırım’ı terketmek zorunda kalan Hasan Sabri Ayvazov, Kahire’ye ve İstanbul’a gider. Daha sonra, Moskova’daki Lazarevskiy Şark Dilleri Enstitüsünde ders verir. Moskova’da Müslüman talebeler arasında Jön Türk fikirlerini yaymakla itham edilen Hasan Sabri Ayvazov tutuklanır ve hüküm giyer. Moskova’daki ünlü Butırka hapishanesine kapatıldıysa da, buradan kaçar ve 1913 yılında genel af ilân edilene kadar Türkiye’de ve Rusya’da kaçak olarak dolaşır.

İstanbul’da okuyan Kırım Tatar talebeleri ile irtibata geçen Ayvazov, bu gençleri Yusuf Akçura ile tanıştırır. Türkçü fikirlere sahip olan bu gençlerin Tatar ismini kullanmalarını hoş karşılamayıp sadece Türk ismini kullanmalarını tavsiye etmesi bu gençler arasında üzüntü yaratır.15 1913 yılında Hasan Sabri Ayvazov, Bahçesaray’a İsmail Gaspıralı’nın yanına gelerek "Tercüman” gazetesinin neşriyatına iştirak eder. Bu gazetede ortak dil ve imlâ ile ilgili makaleleri yanında Turgenyev’in "Babalar ve Çocuklar” romanından bölümleri, Çehov’un hikâyelerini, Tolstoy, Puşkin, Nevayi, Nizamî ve Hayyam’ın eserlerini Türkçeye aktararak neşreder. 11 Eylül 1914’te Gaspıralı ölünce, cenazeye gelenler Tercüman gazetesine giderek Hasan Sabri Ayvazov ve Gaspıralı ailesine taziyelerini bildirirler. Bu tarihten sonra, 1917 senesine kadar "Tercüman” gazetesinin baş yazarı olarak çalışır. 1914’te Cihan harbinin zaman, Kırım’daki milliyetçi eğilimlerdeki çeşitli gurupları birleştirmek maksadıyla; Paris’teki, İstanbul’daki, Moskova’daki, St. Petersburg’daki ve Odesa’daki Kırım Türkü olan talebelerin temsilcileri Kırım’da toplanırlar. Bu toplantıya katılanlar arasında Noman Çelebi Cihan, Cafer Seydahmet Kırımer, Abdülhakim Hilmi gibi isimler vardır. Toplantıya katılanların aldıkları en mühim karar, benzer görüşteki bütün gruplar, İstanbul’da okuyan Kırım Tatarı gençlerin kurdukları Vatan Cemiyeti etrafında toplanacak olmalarıdır.

Daha sonra bu gruba Hasan Sabri Ayvazov, Seyitcelil Hattat gibi isimler de katılır. Hasan Sabri Ayvazov bu grubun fikir ve kararlarını Tercüman gazetesinde şiddetle savunmaktadır. Ancak Tercüman gazetesinin bütün Türk âlemiyle ilgilenmek gibi mukaddes ve tarihî bir görevinin olması, bu gazetenin inkılâp fırtınalarının üstünde tutulmasını gerektirmektedir. Bu sebeple Abdülhakim Hilmi 20 Haziran’da Kırım Ocağı gazetesini, Hasan Sabri Ayvaz da 27 Haziran’da Millet gazetesini çıkarmaya başlar.

Bu gurubun gayretiyle, 7 Nisan 1917’de Akmescit’te "Bütün Kırım Müslümanları Kongresi” toplanır. 20 yaşını geçmiş kadın erkek istisnasız bütün Kırım Türklerinin seçme seçilme hakkına sahip olduğu seçimlere müteakip Kırım Tatar Millî Parlamentosu (Kurultay) 9 Aralık 1917’de Bahçesaray’da yapılan bir törenle toplanır. Noman Çelebi Cihan, kurultay üyeleri tarafından ilk Kırım Tatar hükûmetinin başkanı seçilir. Parlamentonun üç eş başkanından biri de Hasan Sabri Ayvazov’dur. Kurultayın 26 Aralık 1917’de kabul ettiği Kırım Tatar Kanun-ı Esasîsi (Anayasası) ile Kırım Tatar Demokratik Cumhuriyeti” ilân edilir. Daha sonra Kırım’a dönmesi sağlanan Kırım Süvari Alayı ve Kırım Tatar piyade askerlerinin kumandasına girmesi ile Kırım Tatar Millî Hükûmeti askerî güce de kavuşur. Kırım’da Kırım Türklerinin hakimiyeti, ilmî ve sosyal müesseselerinin açılmaya başlamasına sebep olur…


Категория: Matbuat | Добавил: tairk (10/12/03)
Просмотров: 947 | Рейтинг: 0.0/0
Всего комментариев: 0
Добавлять комментарии могут только зарегистрированные пользователи.
[ Регистрация | Вход ]
Malümat sayısı
Photo: 47
Blog: 2
Ekspeditsiyalarımız: 3
Failler konvolütı: 246
Maqaleler: 115
Qırıtatar folklorı: 238
Guestbook: 716
Akademik lüğatlar
Kitaplarımız

Copyright "Elyazma kitapları" İlmiy araştırma Merkezi © 2024